Hava Durumu

ULUBEY DESTANI

Yazının Giriş Tarihi: 13.12.2025 18:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.12.2025 18:18

I. ULUBEY’İN DOĞUŞU

Anadolu’nun göğsünde bir yurt doğdu,

Dağlar diz çöktü, vadiler susup dinledi.

Toprak çatladı, bir ad yükseldi:

Ulubey!

Bu ad taşta mühür,

Suda yemin,

Rüzgârda hatıra oldu.

Burası sıradan yer değil,

Burası zamanın evidir.

II. KANYONUN NİDASI

Yer yarıldı, gök açıldı,

Kanyon bir nefes gibi indi toprağın kalbine.

Taşlar ordu oldu, rüzgâr sancak,

Sular at sürdü diplerde.

Uçurum kenarında duran anladı:

İnsan misafirdir,

Ulubey ebedidir.

III. BLAUNDUS’UN YEMİNİ

Sülümenli toprağında bir şehir uyur: Blaundus.

Roma yürüdü bu taşlarda,

Bizans dua bıraktı duvarlara.

Kaya mezarları susmaz,

Bin yıllık fısıltı gezer vadilerde.

Taş konuşur, rüzgâr cevap verir,

Tarih nöbettedir.

IV. SUYUN AĞIDI

Bir zamanlar dere gümüş aktı,

Toprak doyar, ağaç dirilirdi.

Çocuklar gülüşü kıyısında bırakırdı,

Balıklar dua gibi yüzerdi.

Şimdi su yorgun, su kırgın.

Ey Ulubeyli!

Su senin namusundur.

Bir damla kurursa,

Bir çağ susar.

V. TAŞ VE BUHAR

Aksaz Hamamı’nda Roma’nın nefesi kaldı,

Hasköy’de sıcak su dertleri eritti.

Buhar göğe çıkarken,

İnsan arınırdı.

Şimdi taş bekler,

Duvar sabreder.

Bir el değerse tarihe,

Su yeniden konuşur.

Ve Ulubey yeniden doğrulur.

VI. OCAĞIN BEREKETİ

Ateş yakıldı, sac kızdı,

Döndürme yemin gibi açıldı.

Yoğurt beyaz bayrak oldu sofrada,

Ekmek bölündükçe çoğaldı.

Ebem köftesi sabırla yoğruldu,

Kazanlar taşınca bereket taştı.

Bu diyarda yemek,

Karın için değil,

Gönül içindir.

VII. TOY VE DÜĞÜN

Davul göğe vurdu, zurna dağları uyandırdı.

Üç gün üç gece Ulubey uyumadı.

Kına yakıldı, kız evi ağladı,

Dualar toprağa işlendi.

Damat dost eliyle tıraş oldu,

Atlar süslendi, yollar açıldı.

Bir yuva kuruldu o gün,

Bir soyun duası yazıldı.

VIII. KAPI VE SOHBET

Bu diyarda kapı kilit bilmez,

Gönül perde bilmez.

Çay kaynar, söz çoğalır,

Dostluk demir kesilir.

Yaşlı anlatır, genç dinler,

Her kelime bir emanettir.

Çünkü Ulubey’de sohbet,

Bir gelenektir,

Bir yemindir.

IX. BAYRAMIN ÇAĞRISI

Bayram sabahı tekbir göğe yükselir,

Kapılar ardına kadar açılır.

Kurban kesilir, şükür pay edilir,

Her evde “bereket” doğar.

Çocuklar sokak sokak dolaşır:

“Pişi, kaldır şişi,

Vermezsen kapına saman taşı!”

Cami avlusu bayram yerine döner,

Dualar göğe varır.

Mezarlıklar unutulmaz,

Çünkü kök ölmez.

X. ULUBEYLİ ANDI

Bu toprağın kadını kaya gibidir,

Erkeği söz gibi sağlamdır.

Bir selamla kardeş olunur,

Bir lokmayla devlet kurulur.

Misafir baş tacıdır,

Kapılar değil, gönüller açılır.

Ve Ulubey der ki:

“Ben bir diyar değilim,

Ben yaşayan destanım!”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.