Rivayete göre Medine’de öyle bir yangın çıkar ki, alevler göğe doğru yükselir. Halk panik içinde koşar, kimse söndüremiyor. Bir adam soluğu Hz. Ömer’in yanında alır:

— “Ya Ömer! Bu yangın bu dünyaya ait değil… Ne yapalım ki sönsün?”

Hz. Ömer, bugün sosyal medya olsa muhtemelen altına 500 bin beğeni alacak o veciz cümleyi kurar:

— “Sadaka verin.”

Adam şaşkına döner:

— “Biz zaten sadaka veriyoruz ya Ömer…”

Ve Ömer’in tarihi ayarı gelir:

— “Beklentisiz verin. Göstermeden verin. İncitmeden verin.”

Aradan 14 asır geçti. Yangın aynı, tavsiye aynı, ama biz değişik bir millet olduk.

Şimdi iyilik yapacağız diye önce kamerayı açıyoruz.

“Bu yardımı gösteriş için yapmıyorum” diye başlayan videolar çekiyoruz…

Ama nedense hep 4K çözünürlükte!

Bir kap yemek götüren, Hollywood filmlerindeki patlama sahneleri gibi 12 farklı açıdan çekiyor.

Dernekler yardım götürüyor; Allah kabul etsin, ama dronlar bile utanıp geri dönüyor:

“Abi biraz da kapatın şu kamerayı, ben bile yoruldum…”

Bir de teşekkür bekleme işi var:

Market poşetini taşımaya yardım eden kişi, karşıdan “Ay sağ ol” cümlesi gelmezse hayatının darbesini yemiş gibi trip atıyor.

Oysa iyilik, WhatsApp’taki mavi tik gibi onay bekleyen bir şey değil.

Cennet beklentisine gelince…

İnsanlar artık iyilik yapıp “Peygamberlere komşu olayım, Kevser manzaralı bir oda verecek misiniz? Kombi dahil mi?” diye soracak hâle geldi.

Sanki cennet siteden daire alıyoruz:

— “Ya bu 3+1’in aidatı ne kadar? Şadırvan gideri içinde mi?”

Şimdi hepimiz aynı soruyu soruyoruz:

— “Dünya yanıyor ya Ömer… Bu yangın bu dünyaya ait değil… Naapalım?”

Cevap hâlâ aynı, ama biz biraz güncelleyelim:

“Sadaka verin… Ama story atmadan verin.

Gönlünüzle verin… Ayarlanmamış kamera açısıyla değil.

Bir kişiyi sevindirirken, milyon takipçiyi bilgilendirmek zorunda değilsiniz.”

Bugün dünya gerçekten yanıyor;

savaşlarla, bencillikle, öfkeyle, aç gözlülükle…

Belki de söndüremediğimiz yangın, kalplerimizin içindeki gösteriş ateşi.

Gerçek iyilik, karanlıkta açan bir çiçek gibidir.

Işık isterse, güneşten değil; İnsanlığın vicdanından alır.

Dünya yanıyor…

Ateş büyük…

Ama belki de şunu son bir kez hatırlamak lazım:

“Madem iyilik yapıyorsun,

Allah rızası için yap…

Takipçi sayısı için değil!”